Ülkemizde öyle güzel mimari eserler var ki, insan hangi dönemde yapılmış olursa olsun, bakmaktan, gidip izlemekten kendini alamıyor, hepsini bu yazıya sığdırmak mümkün değil ama benim kendi açımdan vazgeçemediğim bazı eserleri burada yazıyorum, işte o yapıtlar.
- Edirne Selimiye Cami: Edirne kentine gidenlerin de çok iyi bildiği üzere, kentin her noktasından görünüyor. Akustik muhteşem. O dönemde böylesi bir mühendislik harikası yapıt nasıl yapılmış bir mühendis olarak düşünmeden edemiyorsunuz. Tam anlamıyla bir başyapıt.
- Bursa Ulucami: Kim ne düşünür bilemem ama içine girdiğimde çıkmak istemediğim bir cami bu. Son derece özel ve son derece güzel. Huzur ve dinginlik eserin her noktasına yansımış durumda.
- Ayasofya: Ayasofya, Bizans İmparatoru I. Jüstinyen tarafından, M.S. 532 – 537 yılları arasında İstanbul’un tarihi yarımadasındaki eski şehir merkezine inşa ettirilmiş, Bazilika planlı bir Patrik Katedrali olup, 1453 yılında İstanbul’un Osmanlılar tarafından alınmasından sonra, Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürülmüştür. 1935 yılından beri ise müze olarak hizmet vermektedir.
- Çifte Minareli Medrese: Erzurum kentinde yer alan bu eser Selçuklu İmparatorluğunun en önemli eserlerindendir.
- Dolmabahçe Sarayı: Camiler, kiliselerden gitmişken ilk beş içinde olmayı fazlası ile hak eden bu eser Osmanlı Hükümdarı Abdülmecid tarafından Avrupa Mimarisine uygun olarak 1856 yılında yaptırılmış bir eserdir.
- Sultan Ahmet Çeşmesi: Osmanlı Padişahı III. Ahmet tarafından 1728 yılında yaptırılmış olup, Lale devrinde ve batı mimari tarzında(Rokoko) Mimar Mehmet Ağa tarafında inşa edilmiştir.